İki iş arkadaşının çerçevesi belirsiz biçimde bir araya geldiği bir akşam yemeğinin etrafında dönüyor filmin hikayesi. Tom Noonan'ın kendi oyununu uyarladığı bu tek mekan filmi, iki yalnız insanın günün akışıyla başa çıkarken kullandığı farklı yöntemlerle nasıl bir araya gelip gelemediğine de dair aynı zamanda. Kendisini çeşitli sebeplerle daha fazla gizlemek zorunda kalmış Jackie ve yapmak istedikleriyle sınırları çeliştikçe potansiyelden kişilik kurmaya çalışmış Michael, inişli çıkışlı diyalogları süresince birbirlerinin en çıplak, korunmasız halleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu elbette nadir bir samimiyete ortam hazırladığı gibi aynı zamanda anlık çıkışları, endişeleri, patlamaları ve ani içe kapanmaları da beraberinde getiriyor.
Nihayetinde, insanın toplamında yer alan o çeşitli açılar belki net biçimde görünmüyor ama adeta bir geçiş töreni düzenliyor. Kimin ne zaman geri çekildiği ya da esridiği belli ipuçları verse de hiçbir şey herhangi bir noktada netlik kazanmıyor. Tam da bu sebeple aslında iki insan birbirleri için tarifi mümkün olmayan, ürküttüğü kadar kendine çeken bir heyecan yaratıyor. Buradaki soru ister istemez heyecan noktasında kilitleniyor, zira bu insanlar yalnız bir temsil mi yoksa kendi başlarına, pürüzleriyle, kusurlarıyla var olmayı başarabiliyorlar mı birbirleri için? Söz gelimi, Michael'ın pozları ve Jackie'nin çekingenliği mi birbirlerini destekliyor yoksa Michael ve Jackie'nin kendilerinden azade biçimde doldurdukları boşluklar mı var yalnızca?
Sorular çoğunlukla cevaplardan daha ilginç olduğu kadar, günün akışı içerisinde daha fazla zaman tüketici de. Ama günlerin getirdiği köpük ya da sisin rahatsız ediciliği, What Happened Was...'ın belirsizliğinde kayboluyor, zira kurmacalarda cevaplar değil sorular bizi o üzerinde durduğumuz insanlara götürüyor. Son tahlilde de ortaya samimi, düşünceli, ve kalp kıran bir film çıkıyor.
Comments
Post a Comment